9 Mart 2013 Cumartesi

Ve hep yanlış gemi...


                           "otların sarardığı yerlerde güneş, kurşunun değdiği tende heves kalmıştır."
                                                                                                      İsmet Özel
                                                                                               
                                                                                                                                                                                                                

Sevgililerini bırakıp giden denizciler öyle çok ağlarlarmış ki
Deniz tuzlu olurmuş diye anlatmışlardı bana
Çok ağlarlarmış.O kadar çok ki
Gözlerini sildikleri mendilleri kurusun diye
Koca koca direklere asarlarmış..
Yelken derlermiş adlarınada.
Şimdi sen bu masala inanma diyorsun bana.
Yüzün limon çiçeği,dudakların çilek, dillerin pamuk şekeri
Ama inanma diyorsun Şirin' için ölen Ferhat'a.
Masallara inanma.

Zencilerle dolu bir uçak düşmüştü Çukurova'ya
O beyaz pamuk tarlaları simsiyah olmuştu
Sanki süte gölgesi düşmüştü ağzımın
diye başlayacaktım...
Sonra farkettim bir şiire böyle başlanmaz.


Başlayamıyorum hiç biryerden
Biliyorum ne yapsak yanlış
Zaten sıkışmışken ufacık hayatlarımızdan
Birde sevdiklerimiz bize dargın.
Oysa biz istemezdik böyle olsun
Sen istemezdin ben istemezdim, kimse istemezdi
Tüm bileklerimi yırtacağım bu akşam
Sırf senin için.
Biliyorum tabikide bu çok yanlış.
İstemezsin.
Ama gel gör ki kalmıyor güç
Ah! bu gece bütün göstergeler adını söylüyor çünkü
Sevişilmeden nasıl yaşanılsın.
Olur mu hiç?

Köpekler kudurur, kunduzlar kemirir
Ve biz sevişiriz.
Bu savaş demektir.
Dökülecek kanın artık günahı olmaz.
Hem kan dediğin benim gibi canilere güç katar
Sorun olmaz.

Hep yarımda kalan hikayeler gibi aşk
Senin cümlene noktayı ben nasıl koyayım
Bitmiyor sinirimiz, öfkemiz
Kıymet bilmeyen Adem  çocuklarıyız işte.
Sanki binlerce yıl yaşayacakmışız gibi
Küsüyoruz günlerce.Duruyoruz sessiz sessiz.
Bitmez sandığımız hikayalerin hep bir sonu
Şiirlerin hep...Halbu ki.
Sonları var her şeylerin.
Söz gelimi ömür
Anne olacaksın bir gün biliyorum
Ama üzülerek söylüyorum
Anneler de bir gün elbet ölür.


Bu arada
Allah bile cezalandırdı Adem ile Havva'yı
Sırf tutkuları var diye
Düşüne biliyormusun?

Sonra düşündüm de...
Gözlerin doğru anahtar gibi
Cuk diye uymuştu gözlerime.
"insan içinde çevrilen bir çıkrığın sesini unutur mu"
Gözlerin büyüyüp durmuştu içimde.
O vakit eminim sen elbet bir gemi ile gelirsin.Di!
Deniz yakışır sana
Sonuçta köpük köpük mavisin.Dir!
Bende uyanır uyanmaz denizlere dalıyorum
Ayaklarımdan sarkıtıyorum kendimi.
Kalbim denizin dibinde kalsın diye taş bağlıyorum.
Temizlensin diye değil ama
İşim gücüm lacivert olmak.
Ben rengimi sevmiyorum.
Sonra denizleri yarıp geliyordu birileri
Atları ile hemde, siyah beyaz atları ile
Seni almak istiyorlardı, vermiyordum.
Onurumla savaşıyordum binlerce atlı ile
Kılıcımı hıncımla biliyordum.
Senin örülü saçların vardı, aralarından kuşlar uçuşuyordu
Örülü saçlarının arasında dalgalar saklıyordun.
Bütün dalgalar sesini taklit ediyordu.
Ben senin için öldürdükçe
Dudakların bir barbar gibi beni takdir ediyordu.
Diye bitirecektim... 
Sonra farkettim bir şiir böyle sonlanmaz.