25 Ekim 2011 Salı

Suratına bir çakı ile tebessümçizecem. Belki adama benzersin

Haberler bazen ne kötü şeyler söylüyor anne
Çoğu kötü şeyi ne sıradan söylüyor hatta
Düşünsene yer kabuğu yaptığın portakallı kek gibi çatlarken
Ve kaynarken yer küre aşure kazanı gibi
Üzüm yerine insan, buğday yerine insan, kayısı yerine insan
Ve çoğu insan üzülmüyor bile anne biliyor musun
Sebepleri sözüm ona cenaze evinde konuşulan farklı lisan

Anne bu insanlar müslümanmış bir de öyle diyorlar
Allah’ın adı ağızlarında küfür gibi itici
Bu ağız nasıl güzel şeyler söylesin ceddinizle ilgili
Sakalına tükürdüğümün itleri
Bu el nasıl uzansın size,vallahi yanar kor olur
Sen bana böyle öğretmedin anne, iyi ki de öğretmemişsin
Bu yaşımda sahip olduğum her beyaz yalnız bir milletin gölgesi
Yüzümdeki kırışıklıklar bu topraklardan geçen tankların ayak izleri
Kaşlarım aşşağıya doğru düşüyorlar, yorgunluktan
Gözlerim iki keleş mermisi
Dudaklarım birbirine kenetli, dişlerim harp gazisi
Ellerim tabut,
Dilim ölü başında yakılan kürtçe ağıt
Aklım ağır,tırnaklarım harap derim kara
Bu topraklarda savaşı ne sıradan bir şey olarak öğrendik biz.
Oysa savaş orkide beyazı teninde açılan
Çiğ et morundan koyu bir yara.

Anne kar yağacak diyorlar üç güne kalmadan
Bir sürü insan ölecek, üstleri beyaz çarşaf
Aşktan da bir umudum kalmadı, barıştan yana zaten hiç yok
Bilmiyorum aşk olmadan nasıl sarılır bir kavmin yaraları
Anne şuramda sen varsın, şuramda Van
Gece üçte açılır yaram, pıhtılaşmaz kan
Savaştan medet umuyor dürzüler ne fena
Oysa her dil nasıl ayrı güzel,
Her kavim kendince nasıl da gül kokuyor
Silah tutmaya meyillerive bitmez öfkeleri ile
Anne bu faşistler bizden nasıl da korkuyor.

Size bir küfür hazırladım ben kurdelesi siyah
Açarsan paketini yüzünüzde patlar
Bir kere alışmış kana hiç olur mu iflah
İnşallah evinizin üstünden geçer tanklar

Anne bunların hepsini toplayıp bir odaya...
Anne burdan sonrasında kulaklarını kapat
Kin nasıl çirkin bir haldir oysa, bilirim sevmezsin
Medet ummak ne mümkün Allah’tan, ona hiç güvenmiyorum
Kendi işimi kendi başıma görmem lazım ondan açtım fermuarı
Anne bundan sonra gözlerini de kapat
Van’ı lüks semtlerde ki serpme kahvaltıdan ibaret sanıp
Ölenin arkasından üzülmeyip de
Kıldığı namazı ibadet sanıp
Ölüye sevinenlerin kalplerindeki cerahati akıtmak için döneceğim geri
Elime bir Zülfikar alıp.
 
Annen neyse üzme sen kendini
Kanları üç kuruş etmez puştlar sevine dursun
Edebiyat kaygımı bir kenara bırakmanın verdiği rahatlıkla
Şahane küfürlerim var hepiniz için.
Merak edenler beni arayıp bulsun.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder