2 Ağustos 2012 Perşembe

Etekli kızlar doluşmuş dershane kantinine...


Gel yeni bir amaç şekillendirelim seninle. Kendimize!
Yeni bir gerçek bulalım henüz hiç bir kitapta bahsi geçmeyen
Gizli gizli gül gözlerime sen benim
Sen gül geç ben kalayım orda.
Eteklerini savura savra gel sonra,
Fırfır gel, köşeden köşeden kimse görmesin
Kadıköydeki kafelerde dayanamayıp ayaklarına dokunayım
Ayakların ki olmaları bile güzelleştirir Kadıköy'ü
Sen sonra baka kal bir şeylere
Mutlu olman için çok bir şeye ihtiyaç duymaman büyülesin beni
Mesela mutluluktan yırtılsın ağzın.
Kaybol Dalivari film afişlerinde...
(Dalivari kelimesine bir göz sakladım, sana kırpılan)


Kadıköy'de ki tüm sokaklar denize dökülür. Ben sana evrilirim
Bir şiir yarım kalır, her film güzel
bir fotoğraf siyah beyaz
Bina olsam böyle kocaman, deprem falan bekleyemem.
Olduğum yerden sana devrilirim.

Allah ile çok iyi değildir aram,
Mesela cebimde hiç yok param.
Hatta Allah ile çok kötü aram.
Ben ayağa kalkmaya çalıştıkça eksik olmaz yaram.

Gel bir yanlışı paylaşalım ikimiz.
Bir yanlış paylaşılıyorsa eğer yanlış olduğu da şüphelidir
Hem senin etrafı kalemle çevrilmiş gibi nizami dudakların var
Önemli bir şey söyleyecekmiş gibi büzülen dudakların...
Bu ayrıntı aklayabilir tüm hataları
Sonra memelerin var göz alabilmek ne mümkün.
Omuzların sonra,
Saçların dökülür omuzlarına.Omuzların hep varlar.
Sevişmek için daha önemli nasıl bir bahanem olabilir ki
İnsanız mesela
Ve sen çok güzelsin.

Ben yeter dedikçe hayatın tekrarlaması kendini
Oldum dedikçe ben
Defalarca daha olacaksın demesi..
Benim noktasını çok önce koyduğum cümleyi senin devralman
Sonra tekrar gözlerin
Her çağın şairini kıskandıran bir güzel. Sensin o
Sheaskpere tanımadığına pişman seni
Cemal Süreyya'nın da yazdıkları şiir mi
"Kimse boynunu benim kadar iyi değerlendiremez"
Ve dünyadaki tüm kediler birleşip adını miyavlıyor
"Keşke yalnız bunun için sevseydim seni..."

İkimiz berbarken ne kadar kalablığız aslında
Başka kimseye ihtiyaç duymadan kalabalıklaşabilmek.
Ne şanslıyız aslında!
Ah nasıl sana doğru meyili bu kalp
Ya bu eller, sigara tutan ince uzun parmaklar
Ya bu gülüş kırılan bir vazo gibi tiz
Ya o dudaklar
Benim çayda fazla kalmış pötibör gibi dağılışım
Ve ağzım kutsal gibi hep aynı kelimeleri tekrarlar

Tenin öyle güzel ki her çirkinliği örter
Beni öp mesela gör bak nasıl güzelleşirim
Kasıklarından dünyaya açılan bir kapı var senin. Eminim
Karınca yuvaları gibi sıkışık saçlarının dökülüşü göğsüme
Bir silahın bana dönüşü
Senin gökyüzünden bir meteor gibi yanıbaşıma düşüşün
Bir dünya dolusu insandan daha güzel gülüşün
Herşey Darwin'i reddediyor.
Sen ispatısın Allah vardır!

Sen de haklısın bir yatağa sığamayız biz
Sen ile ben sığsak memelerin sığmaz
Memelerin sığsa bile kalçaların asla
Herşeyimiz sığsa dahi umutlarımza dar
Çünkü biliyorum aslında seninde içinde benim gibi
Dünyayı kaosa sürükleyecek şeytani planların var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder