5 Ağustos 2013 Pazartesi

GARİP DÖNEMLER


Ergenekon davası sonuçlandı.
Ortalıkta bir toz bulutu kafası kaşık bir Türkiye var.
Aylardır devam eden gezi olayları üstüne bir de bu mahkeme sonuçları...
Ergeneokon davası tamamen egemen gücün devletin içindeki eskiden günümüze gelen yapılanmalarla hesaplaşmasından başka bir şey değildir.
Bu bir demokrası davası, bir darbe hesaplaşması değil iktidar savaşıdır.
Dava sonuçları hakkında pek bir şey söyleyemeceğim.
Bir hukukçu değilim yada iddianemeyi okumuş bir gazeteci...
Kararlara insani boyuttan bakabiliyorum sadece. Orada ismi geçen insanların çoğunu tanımıyorum.
Tanıdıklarım içinde ideolojisini paylaştığım hatta bir adım öteye götürerek sevdiğim bir adam dahi yok.
Kemal Kerinçsiz, Arif Doğan, Veli Küçük,Doğu Perinçek...
Bu ülkede faşistliğin bayrağını taşıyan, kimisi silahla kimisi kalemle bir halka savaş açan insanlar değil mi?
Veli Küçük'ün Arif Doğan'ın adı içinizde bir soru işareti de mi uyandırmıyor?
Tuncay Özkan F Tipi cezaevlerine otel dediğinde üzülmediniz mi yada.
Bu ülkenin kaymak tabakası gibi takılıp güzel hayatlar yaşayıp halkını anlamayan bu solcu arkadaş gibiler hiç mi yumruğunuzu sıktırmadı size?
Bana çok sıktırdı.
Zerre haz etmeyeceğim insanlar bunlar ama olay gelip de yargı adalet ve hukuk düzleminde bir şekil alınca olaylara farklı bakmak gerekiyor.
AKP'nin bu sindirme pasifize etme politikası ile her kesimi itibarsızlaştırma harekatı can sıkıcı bir hal almaya başladı.
Bunca yıldır gözaltında ailelerinden uzakta tutulan insanlar, yapılan muamemeler, duruşma günü yapılan zulüm, onlarca insana devleti yıkmaktan müebbet hapis cezaları...
Biz istiyoruz ki darbecilerin katillerin hepsi yargılansın.
Mehmet Ağar...
Tansu Çiller...
Kenan Evren...
Bir parmak bal çalmanızı istemiyoruz ağızlarımıza.
Ayrıca şeffaf yürütmediğiniz bu dava yüzünden insanlar kimin ne ile suçlanıp ne için ceza aldığını bilmiyorlar.
Siz öyle bir elinize yüzünüze bulaştırdınız ki bu adaleti yargıyı Allah bir deseniz bu halk size güvenmez artık.
Kişisel fikrime gelince hiç bir gazetecinin yazıları ve fikirleri yüzünden müebbet almasını tabi ki kabul edemem.
Yargılanması bile acizlik zayıflıktır.
O kadar karışık bir dava oluşturdular ki yukarıda saydığımız faşistlerin ceza almasına sevinmek ile suzçsuzlara yapılan muamaleye ve hukuksuzluğa üzülmek birbirne karışır oldu.
Gün daha güçlü olma günüdür.
AKP şunu biliyor ki ilk defa tarihlerinde kendilerine karşı olan tüm farklı ideolojiler birleşti.
Belki ilk günkü kadar kuvvetli değil artık ama bir kere korktu iktidar.
Ve bu kararlarla öyle bir hava bir yaratıldı ki AKP karşıtları birbirine düşer oldu.
Bazıları darbeciler yargılandı ohh bazıları burası nasıl ülke ahhh...
Twiter gibi sosyal ağlarda "Teröristler dışarda vatanseverler içerde" algısının ağır bastığını görüyoruz.
Gezi ruhu diye başlayan sosyalist rüya yerini ulusalcı şövanist bir kabusa bırakacak gibi duruyor.
O Park da birbirini anlayan Kürt, Türk, Ermeni,Alevi halkları ulusalcı söylemlerle yeniden birbirinden uzaklaştırılmakta.
Asıl tehlike bu.
Hani biz sevmeyi sarılmayı öğrenmiştik ne oldu da ilk olayda hemen birbirimize bok atmaya başladık yine.
O dava içinde ceza almayı hakeden haketmeyen insanlar vardır, yapılan muamele hukuksuz ve adicedir. Bu konuda herkes hemfikirdir.
Kara bir gündür.
Bu gün adalet sistemini eleştirmeyenler yarın iktidar hukuku ile yüzleşmek zorunda kaldıkalrında kimseyi bulamazlar yanında.
Hatırlarsanız Cumhuraşkanı'nın rektör atamalarında ki gücünün tartışıldığı dönemlerde kemalist sınıflar
Ahmet Necdet Sezer'in insiyatifi ile atadığı sözüm ona laik rektörleri görünce sistemi eleştirmek yerine alkış tutmuşlardı.
Aynı zihniyet Abdullah gül kendi ideolojisine yakın isimleri atayınca sorun çıkarır oldular.
Sistem bazılarının işine geldiği müddetçe iyi işlerine gelmediğinde kötü görünür oldu.
Halbu ki sorun temelinden eleştri yapabilmekte.
AKP'nin kurduğu bu hukuk sahnelerinde hukusuz ve adil olmayan yargılanmalar yapılıyor. Gerçek darbeciler, faşistler devlet içi yapılanmalar ayıklanıp temizlenmiyor.
Bu bir demokrasi hesaplaşması değil o sebeple Ahmet 5 yıl Mehmet 3 yıl almıştan çok da ha mühim bir sorun var ortada.
Yoksa Veli Küçük veya Aydın Doğan için üzülmüyorum diye ben bu gidişi hoş karşılıyorum demek değil bu.
Suikastçıların beraat edildiği bir yargılanmanın ve beraat edenlerin ideolojik duruşlarının gösterdiği şey bize, AKP'nin istemediklerinin üstünü çizdiğidir.
Bu durumda doğru tahliller yapıp doğru atılımlar gerekmektedir.
Hemen klavyelere saldırıp teröristler dışarda vatanseverler içerde gibi o ayrımcı dili kullanmak istemeden de olsa kendi içimizde bölünmemize sebep olacaktır.
Orada ceza alan insanların içersinde bir sürü insanın ahını almış kişilerin olduğu unutulmamalıdır.
Faili meçhuller, toplu mezarlar, yakıp yıkılan köyler, evlatlarını yitiren anaların gözyaşları...
İnsanlara saygısızlık etmeden değerlendirmek gerekiyor bazen ve bir insana saygı onun acısına zayıf noktasına saygıdan başlar.
Ergenekon davası bir cemel olayı olmasın izin vermeyelim istiyorum.
Ayrımcı dili bırakalım oradaki hukuksuzluğu eleştirelim ama bunu bir halkın ki bu dava da bir şekilde taraf olan acısını yaşamış bir halk üzerinden yapmayalım.
Burdaki hukuksuzluğu gözardı etmeyelim ama bu isimlerin arasında gerçekten suçlu olan bu halka acı çektirmiş insanlar olduğunu da unutmayalım.

Eğer sanıklardan biri tecavüzcüyüm deseydi daha az ceza ile yırtardı falan diye ucuz populizmden uzak duralım istiyorum. Çünkü gerçekten o isimlerin arasında tecavüzcüler var. Bu halkın canına namusuna geçmişine köküne kültürüne tecavüz etmiş insanalr var. Unutmayalım.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder