20 Şubat 2011 Pazar

modern bir leyla mecnun uyarlaması.

bir sandalye tam da odanın ortasında duruyor.
üstünde bir kız çocuğu; gece gibi zifir saçları düşmüş kar beyazı omuz başlarına.
üstünde kırmızı beyaz ekoseli bir gömlek.
altında ise beyaz teninde kocaman bir yara gibi duran siyah külodu.
ağzına titreyen elleri ile götürdüğü sigarasının beyaz mı beyaz zıvanası kırmızı ruja bulanmış.
sanki üstü başı kana bulanmış.
bir ceset gibi duruyor.
dünya kadar açmış gözlerini o kadar açmış ki göz bebeği salonun ortasında duruyor dersin.
kürdan gibi incecik parmak uçlarının dışında dudakları da titriyor.
bir nefes çekiyor ki sigaradan bu kadar olur.
sol elinde tuttuğu gölgenin, gümüş işlemeli bir revolver olduğunu ancak şimdi anlıyorum.
sigarasından son bir duman daha alıp üflüyor suratıma.
öksürüyorum.

-duman rahatsız mı etti.
-biraz
-camı açalım isterse beyimize.
-gerek yok onun yerine ellerimi çöz ve bir sigara da bana ver.

çözmüyor ellerimi ama ağzıma bir sigara iliştiriyor. gömlek cebinden çıkardığı kibriti öyle bir çakıyor ki bir an gaflete düşüp bağırıyorum.

-yere yat sevgilim. kurşunlar yağıyor üstümüze.

gülüyor. kibriti söndürüyor. ve sigaram bitene kadar her 7 saniyede bir yardım ediyor bana.
sigaram bitiyor öksürüğüm kesiliyor.

-neden çözmüyorsun ellerimi.
- ortada bir silah varken senin ellerini çözmek mi. hah güleyim bari. sen çıldırmış olmalısın.

tam bir kaltak gibi gülmüştü. karanlığı ve onun kahkahasından sonra bir süre devam eden sessizliği bir öksürük bozmuştu. bu sefer ben değildim. her geçen saniye artan bir öksürük... arkamdan geliyordu. öksürük seslerine adım sesleri karışıyordu. bu oda neyin nesiydi böyle. karanlıktı tamam da içinde benden başka kaç kişi daha vardı. neden sonra esmer yeşil gözlü ve muhtemelen süper kaslı bir adam belirdi önümde. eğildi öptü sevgilimi.

-sevgilimin elinde bir silah üstünde ise hiç tanımadığım adamın birisinin gömleği. ve hale bakılırsa da benim yanımda sevişmişler. lanet olsun ki sevgilim özür dileyeceğine suratıma doğru tuttuğu revolverle boşluğa bir yazı yazıyor. biri bana çabucak burada neler olduğunu anlatabilir mi?
- fuck you.
-ne dedin.
-bir yazı değil fuck you yazıyorum namlunun ucuyla.
-öyle mi şahaneymiş. ne demek peki.
-siktir demek.

Dan.

bir el silah sesi karanlığı yırttığı şiddetle sağ diz kapağımı çevreleyen kaslarımı da yırtmıştı. bir kurşun damarlarımda ralli yapan biri gibi hızla yol alıyordu. bir saniyeden kısa süren bu acı tüm beyin hücrelerimi kör etmeye yetmişti.

- ahhh. ne yapıyorsun sen.
- intikamımı alıyorum.
- ne yaptım ben sana.

gerçekten ne yaptığımı bilmiyordum. onu hep sevmiştim. eroin bağımlısı biri iken sırf onun aşkı beni doğru yola sokmuştu. o boktan beyaz şey yerine peynir beyazı sevgilimi şırıngalamıştım içime. üstüm başım o olmuştu. onun için kavga etmiş düzelmiştim.
en azından çabalıyordum.
en azından yaşamayı hakediyordum
fakat o mutsuzdu genelde, tatminsizdi konu ben olunca. yaptığım hiç bir şey ona yetmiyordu farkındaydım ama inanın çok çabalıyordum. dün gece sevişirken hatta kulağına fısıldamıştım onu ne kadar sevdiğimi. ilk defa, 29 yaşımda olmama rağmen ilk defa birine ben sana aşığım demiştim.
nasıl önemliydi benim için oysa.
29 yıldır kimsenin çözemediği kör düğümü diliyle nasıl da açmıştı. kasıklarımda gezinen memelerimi öpen dili ile hem de.

- ne yaptım ben sana. neden bunlar. neden?
- yaşama umudumu elimden aldın sen benim.
- ne saçmalıyorsun.

ne yaptığını bilmiyorsun tabi.
neden dün siki 13 santim olan bir erkeğin egosunu ağzıma aldığım hakkın da bir fikrin yok. ama siz erkekler her şeyi bilirsiniz,pardon. bamya kadar siki olmasına rağmen bir de çok erkekmiş gibi sert hareketlerle beni sikmeye çalışan şu iri kıyım yavşağa bak bir.
sevgilim biliyorum aslında dizindeki kurşun bu piçin şakağına daha çok yakışır.
ama unutma aslında bu benimki bir sevgi gösterisi ve o bunu hak etmiyor.
ben bütün gece onun doğmamış çocukları ile beslendim. neden peki sırf senin gibi bir orospu çocuğu hayatımı sikti diye.
hayat amı olana kolay demi. siktirin
8 yaşında iken beni köşeye sıkıştıran üvey babamın o leş gibi rakı kokan nefesi inan hiç de kolay atlatılacak bir yara değildi.
ya bana yalan söylediğimi bağıran annem. bilir misin nasıl da esaslı bir acıydı.
sonra sen geldin. arayı anlatmıyorum bile bir sürü yangın söndürdüm içimde. benim başkalarının yangınlarını.
çok seviştim. alkolle bir dargın bir barışıktım.
tabi ki her orospu gibi sevgilim alkole her küstüğüm de kendimi metresim uyuşturucunun kollarına attım.
unutma her kadının erkekleri vardır.
ama işte dedim ya sen geldin. ben sana köpek gibi aşık oldum ve tek amacım senin de bana aşık olmandı. uyumadım yemedim içmedim sevdim seni. ama nasıl sevdim bir görsen.
içimde sürü halinde gezinen sırtlanlar vardı etrafa saldırdılar hep.
öle garip sevdim.

- sevgilim. özür dilerim ama bana aşık olduğunu söylediğin an anladım. artık yaşamak için ikimizin de bir sebebi yok.

Dan. Dan. Dan

allahım neredeyim ben.
sakin olmalıyım ama nasıl. taksimde bir evin bir odasındayım. sağımda dün seviştiğim kadının cansız bedeni önüme ise aynı kadının kendi kafasına sıkmadan önce kalbine iki el ateş ettiği adamın cansız tavrı. kime neyi nasıl açıklayacağım.
boğazına kadar spermlerime batmış bir ölü kadın ve onun ölü sevgilisi.
üstünde benim gömleğim üstümde onun parfümü.
burası da muhtemelen onların evleri.
nereden bilebilirdim bu sabah alışveriş merkezinde tanıştığım kadının piskopatın allahı olduğunu. tam babama çiçek almış yanına giderken tanışmıştık. beni kahve içmeye çağırmıştı onuncu saniyemizde.
oysa ne güzel geçmişti. süper anlaşmıştık. 4 kez harika sevişmiştik o kadar iyiydi ki tüm spermleri mi yutmuştu. çok iyiydim. her konuda bu müthiş kızı mutlu etmiştim.sonra su istedim içtim ve ....
öyle bir uyumuşum ki gözlerimi bu oda da açtım.

ne yapmalıyım Allah’ım bilmiyorum.

dırttt. Dırtttt.dırttt. bir telefon böyle inatla çalabilirdi.

-efendim
-
-kusura bakma abla işim çıktı gidemedim babamın yanına.
-
- ne. ciddi olamazsın.

babam ölmüştü.
şaka gibiydi. bu gün yanına gidecektim ve bir kadın için haber bile vermeden ekmiştim onu. sanki bunu kullanmak istiyordu piç. bilerek sırf daha çok acı çekeyim diye ölmüştü. oysa aldığım çiçekleri babamla annemin mezarına koyacaktık. Evet bu gün annemin ölüm yıldönümüydü. Geçen yıl bu gün en sevdiğim insan ölmüştü. Bu yıl bu gün de en sevdiğim diğer insan öldü.
bu gün sevdiğim tanıdığım seviştiğim herkes ölmüştü. eğildim silahı aldım kızın elinden sahi adını bile bilmiyordum. Ama silahını öyle sıkı tutuyordu ki kesinlikle İstanbul doğumlu değil dedim. Aldım silahını, ortalarında birikmiş kan gölüne bağdaş kurdum. Alnıma dayadım silahı.
annemle babama güveniyordum
bu gün ölmek için çok uygun bir gündü.

Dan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder