Bir kürtaj muhabbetidir aldı başını gidiyor.
Sayın
başbakanımız ve muhafazakar eşrafı şöyle buyurmuşlar ki “ Kürtaj cinayettir.”
Kızmadan küfretmeden önce her şeye bir kulak kabartmak gerektiğini söyler Mevlana.
Öyle yapalım dedik biz de, bir kaç gündür öylece kuzu kuzu dinliyorum,okuyorum
takip ediyorum. Bir şeye karşı çıkmalarından ve değiştirmelerinden çok ne
amaçla böyle bir şey yaptıklarını anlamaya çalışıyorum. Hiç bir zaman düşünce
safım sağ ideolojiye kaymamıştır. Dinler, muhafazakarlık ve yahut daha da
daraltarak ve hatta sığlaştırarak sağcılık... Adı ne olursa olsun her daim
düşünce olarak karşılarında mevzilenmişimdir. Ailevi bir refleks de olabilir
sebebi, beyin korteksimin bana bir hediyeside olabilir, inanın bilmiyorum.
Kendimi bildim bileli ki henüz ne olduğunu bilmediğim zamanlarda bile sorana
solcuyum derdim. Üniversite yıllarında ise fikirlerim daha oturmaya zihnim
berraklaşmaya başladı. Gözü kara bir taraf olmanın da aslında insanı cahilliğe
hapsettiğine inandım. Her fikri okumaya özen gösterdim elimden geldiği kadar.
Hatta zaman zaman Mersin’e ailemin yanına gittiğimde siyasi tartışmalar
sırasında söylediklerim sebebi ile babamın bana korku dolu gözlerle bakarak”
Hanım bu çocuk AKP’li mi oldu yoksa İstanbul’da” dediğini duydum. İyiye iyi kötüye
kötü demek o kadar zor ki günümüzde. AKP iyi bir şey yaptı demek AKP’li olmakla
eş değer tutulur oldu çünkü.
Benim
iyi- kötü, doğru- yanlış kıstasım vicdanımdır. Bazı şeyler o kadar vicdanımı
rahatsız etmeye canımı sıkmaya başladı ki, artık objektiflik zul hale geldi. 30
yaşında gencecik çocuklar biber gazı kullanılarak devlet eli ile öldürülmeye
başlandı. Devlet polisi ve polisin kulandığı biber gazı gibi enstürmanları bir
korku imparatorluğu yaratma da araç olarak kullanılmaya başladı. Göz göre göre
gündüz gözü ile öldürülen insanların duaları okunmadan kaçakçılıkları
kürtlükleri tartışılır oldu. Ayrımcılık ve taraf olguları o kadar sivriltilmeye
başlandı ki başbakanın dediği gibi taraf olmayan bertaraf olmaya zorlanır hale
geldi. Televizyon programlarında yeni yürürlüğe konan her yasa için Kuran’ı
referans gösteren yetkililer cirit atmaya başladı. Kendilerinden farklı olan
tüm kesimleri ( Kadınlar, Ermeniler, Kürtler, Aleviler...) özgürleştirme
politakaları adı altında sindirmeye ve itibarsızlaştırmaya başladılar.
Kürtaj
haricinde yüzlerce konuşulması irdelenmesi konu var aslında baktığımızda. Son
50 yılın belki de en despot iktidarı ile karşı karşıyayız. Vandalizm bokuna
boğazına kadar batmış bir iktidar en kötüsü de tüm bunları ileri demokrasi ve
özgürleşme kavramları altında bize yutturmaya çalışıyor.Benim bu konuda ki
şahsi kanaatim son aylarda özellikle artan radikal tavırlarının sebebini “
Milli Görüş” çülerin halktan intikam alma hırsına bağlıyorum. Her
güçlendiklerinde faşist askeri düzenler yahut statükocu ve militarist Kemalist
zihinler tarafından bertaraf edilmelerinin acısını çıkarıyorlar. Ülke’den
halktan intikam alıyorlar resmen. Ve işlerin buraya gelmesin de ne yazık ki
kriz yönetimini beceremeyip ateşi harlayan zamanın iktidarlarının ve organlarınında
çok büyük payı vardır. Türban yasağı gibi çağ dışı fikirleri modernlik diye
dayatan, dillerini konuşanlara izin vermeyen namaz kılana gerici damgasını
vuran zihni bulanık bu boş kafalar yüzünden bu gün iktidara sahip intikam ve
kin duygusu ile hareket eden bir güç yarattık. Yani bu gün ağlayanların hepsi
bugün olanların asıl sorumlularıdır.
Gelelim
sıcak olan kürtaj sorununa... Akıl almaz derecede saçma ve faşizan bu kararı
destekleyen herkesin vicdanından da beyninden de şüphe ederim arkadaş ben.
Yukarıda söylediklerimin tam tersi olarak saldırgan ve kabul etmeyen bu tutumumun
sebebini de yine yukarıda bir yerlerde belirtmiştim. Vicdanım o kadar hasar
aldı ki mantık ve nezaket zul hale geldi. İlk olarak kürtajı cinayet gören, bir
canlının hayatının sonlanmasına kimsenin karar veremeyeceğini savunan insanlara
demogaji yapmadan düşünmelerini öneriyorum ben. Çünkü görüyorum ki
düşünmüyolar. Ne demek cinayet , neresi cinayet bunun. İnsan hakları
beyannemesinde ve uluslar arası sözleşmelerde bile insan tanımı insanın doğumu
ile başlamıyor mu? Hangi hukuktan bahsedyorsunuz siz. Henüz bir kaç yüz bin
hücreden ibaret olan ve herhangi hiç bir insani vasıf kazanmamış canlı bir
organizmayı sadece zorunlu sebeplerden dolayı aldırmak hangi mantıkta cinayettir.
En basitinden hangi kadın canının bir parçasını daha öpmeden toprağa gömmek
hatta çöpe atmak ister. Kanlı canlı vatandaşlarınızı ellerinizle öldürürken hiç
bir hakkına sahip çıkamazken size mi düştü bir ceninin haklarını savunmak.
Neyinize lan sizin.
Sen
önce Uludere de ki cinayeti akla, Çayan’ın anasının babasının gözyaşını
dindir...
İnsan
hakları beyannamelerinde insan bedeni üzerinde insanın tasarrufu esas
kılınmışken, kadının kendi rahmi ile ilgili tasarrufuna sen hangi mantıkla
kısıtlama getrebilirsin. Kürtaj sanki bir doğum kontrol yöntemiymiş gibi konuşuyorlar,
öyle göstermeye çalışıyorlar. Yeterince sevişmedikleri için olayı anlamıyorlar
ama biz sevişen insanlar olarak toplanıp anlatalım istiyorum.
“Arada
olur be hacı, ne kadar korunsan da patlarsın bir yerde...”
Tecavüz
sebebi ile olan gebeliklere hiç girmiyorum bile. Devlet bakarmış. Dönde açık
götüne bak önce sen. Nereye bakıyon ya allah için. Çocuk esirgeme kurumlarında
hapishanelerde çocuklarına tecavüz edilirken senin tutup da devlet bakar demek
nasıl da populist ucuz aşşağılık bir yalandır.
Ulan
sen bir çocuğun insanca yaşaması için ne ölçüde bütçeler gerektiğini
bilmiyorsun herhalde. Hayatın olağan akışı içinde istenmeden kalınan gebeliklerden daha doğal
ne olabilirki. Kadın ve erkek çift olarak ortaklaşa böyle bir karar aldıktan
sonra sana ne bok yemek düşer.
Aslında
olayın daha vahim bir durumu var, o da kürtaj yasağı ile birlikte meydana
gelecek olan vahim sonuçlardır. Merdiven altlarında sağlıksız koşullarda
yapılan kürtajlar artacak. Ve daha kötüsü bu kürtajlar yasal olmadığı için daha
pahalı olacaklar. Hem bir sürü para verip hem sağlıksız olacak bu işlem sebebi
ile ölümler artacak, hastalıkalr çoğalacak. Daha vahimi buna maddi gücü elvermeyen
fakat doğum yapmak istemeyen gencecik kızlar kendi imkanları ile ilkel yollar
ile düşükler yapmaya çalışacaklar. Kaç cana mal olacak bir düşünsenize. Sen
kürtajı yasakladın diye insanlar sevişmeyi mi bırakacak sanıyorsun. Sen bu
kararla resmen sağlıksız ve fahiş fiyatlı kürtajların ve düşüklerin önünü açmış
oluyorsun.
Sana
bir şey diyim mi Devlet, daha çok dikkate alman için şöyle diyim hatta;
“
Allah için her boka burnunu sokma...”