16 Ekim 2012 Salı

Gel affedelim birbirimizi. Ekimin ortasında




Dışarıda kavun dilimi gibi sarı ve kokulu güneş
Gel affedelim birbirimizi.
Denizler kıpır kıpır.Affedelim.
Kafelerde uzaklara bakıp gidişin senin
Dudağını büküşün
Saçlarının kahredici inceliği,
Otoriter siyahlığı saçlarının ,
Kıvrılan burnun sonra... Ve Allah.
Hepsi için affedelim.
Temmuz kadar ağır çeker, beni zamansız öpüşün
Benim halim sonbahar gibi. Paldır küldür.
Mülkiyet denen şeyin canı cehenneme
Elimde balyoz tüm heykelleri alt-üst ederim ben.
Neyden korkacakmışım hem!
Manifestoma mani olanın eceli hazır
Ben denizde taş sektirmekten korkardım gençken
Acır diye canı
Mesela seni bir tanka atıp gezdirmek istiyorum
Ülke ülke, her kara parçasında
Sonuçta Cumhuriyet dediğin senin sol yanın.

Anne kelimesini üç kez öpüp başıma koyuyorum
Ama biliyorum en çok sana yakışır
Yeşil eteğinin altına yakışır,
Yada beyaz kuğu gibi boynuna.
Ucuna bir ufak taş takarım
Memelerine sonra, memelerine annelik ne yakışır.
Ufak bir çocuk köfte dudakları ile
Memelerine yapışır.
Anne!!!

Sonra durmadan tekrar eder kendini bir devlet,
Sen akarsuların denizi öptüğü yersin
Annesi böyle güzelken ne etsin evlat.
Gel affedelim birbirimizi
Sonuçta aşık dediğin sevişerek iyileşir
Aşkın provası olmaz, silahın şakası
Senin gidişini taklit ederim ben,
Bir vazo taklit eder dağılışımı
Gel affedelim birbirimizi en mahrem yerlerimizden.