11 Şubat 2011 Cuma

Sevgilim ne olur bana hep yalan söyle.



(Lütfen okuduktan sonra veya önce veya tam da o an ne zaman isterseniz demet akalından olacak olacak dinleyiniz)


Mutlu olmak için savaşıyorsun madem ey insan, önce bil; her tebessüm yalan menşeilidir. Sevgilinin bir tek senin için düşlerin içinden geldiğini sanarsın ha. Salak. Öyle değildir. Senden önce defalarca başka dudaklarda kaybetmiştir kendini. Defalarca aşık olmuştur; sorsan herkese ben hiç olmadım derler. Hassiktirsinler. Defalarca ağlamış sözler vermiş hayaller kurmuştur. Hiç yoksa 5 tane çocuğu olmuştur nicesi erkek gerisi kız. İsimlerini koymuştur hepsinin. Hatta öpmüştür sevgilisi karnından tam da, gülmüştür o da. Sor bir bak göreceksin; hayır diyecektir. Defalarca başkalarının kulaklarına fısıldamıştır aynı senin kulağına fısıldadığı gibi:

Sen bambaşkasın ve dünya yıkılsa seni kader gibi taşırım alnımda. Siktirsin.

Sen köpek gibi aşık olabilirsin bu hiçbir şeyi açıklamaz. Henüz bir çocukken içine çektiğin bakkal kokusunu, önünde uyuyakalınca pantolonunu pişirip derine yapıştıran katalitiği, uyumak için anneni geniş omuzlu gösteren vatkalara kafanı yaslayışını, 92 model kırmızı bir şahinin o bok gibi ısıtan kaloriferini, babanın sigara kokan parmak uçlarını nasıl hiç unutmazsan sen, bir kadın asla unutmaz seviştiği hiçbir erkeği. Unuttum der, hatırlamıyorum der ama bil ya gizli bir çekmecesinde ya da zihninin en derinin de ona yazdığı sayısız şiir, haddi hesabı olmayan mektupları vardır. Belki kelimelerle giydirmemiştir hislerini belki çıplaktır ama vardır. O sebeple çok soru sorma sevgiline, çünkü ne kadar çok sorarsan şaşırıp doğru söyleme riski artar. Doğru kordan eldiven gibidir. Cısss

            Ey insan silkelen, aşk toplu bir yanılgıdan ibarettir. Anlıktır. Kadınsan içini doldurandır aşkın erkeksen içini doldurduğundur. Çünkü hayat boşlukları yama ile kapatırken geçen zamandır. John Lennon siktirsin. Tüm gayemiz çabamız budur. Sen ressamsındır boya ile kapatırsın hayat ile arandaki açıklığı, ben yazarımdır kelimelerle dikerim çentik çentik, nakış nakış… ne fark eder önemlimidir. Eğer bir korkak gibi kaçarsan bu savaştan hep boynu bükük ayrılırsın cenk meydanından. Oysa insan oğlu ademden beri savaşçıdır.


            Atla aşkım şu tanka da seni gezdireyim cesetlerin arasında.

Ölmekten korkmak ne saçmadır demi, hah işte sevda işleri de öyledir. Zaten bu salt bencillik nasıl meşru kılabilir ki attığımız falsolu adımları. Ulan kabul etmedikçe ilk olmadığını ve anlamadıkça son yahut da en özel olmayacağını… neyse sende siktir.

            Aşk… babandan yediğin ilk tokat sonrası yanağında bir süre geçmeyen o pembeliktir. Bırak kalsındır zaten. Canın biraz yansındır. Bir şeycik olmazdır. Ama işte söz dinletememek en can sıkıcısıdır.

            Dediğim gibi ey insan yer ile gök arasında sürgünde olan iki ayaklı mahlukat bir sikim değilsin işte kabul et. Bir et parçası için kendini böyle parçalamak da neyin nesi. Bu emanete hıyanet değil midir. Değildir. Yoksa bir kasap reyonundan ne farkı kalırdı şu dünyanın. Biz sevişen aldatılan ağlayan et parçalarıyız ondan mütevekkil kimse bizi; birisine, poşetlere koyup satamaz. Ama işte sonuç hep aynıdır. Ölürüz ve ete döneriz sadece ete. Sonra da yem oluruz yaşarken yemimiz olanlara. Hayvanlara… ne saçma

           
Korkma arkadaşım korkma ama yanılmaktan sevmekten. Belki kötüdür derler ama onlar bilmezler her belki bir anahtardır gelecekte ki iyikiler için. Hiç dizleri kanamamış bir çocuğun ne farkı vardır annelerimizin kırılmasın diye kaldırdığı yemek takımlarından.

            Aşk annelerin gün öncesi üstlerindeki örtüleri kaldırdıkları oturma gruplarıdır. Geçicidir. Göstermeliktir. Şovdur. Arkasından hemen hiç olmamışçasına eski haline gelir. Bak sor hiç der senin gibisi hiç olmadı.

            Sor arkadaşım korkma şu an şimdi dön sevgiline sor. Ne vakit sana doğruyu söyler der ki hayır sen değilsin o; senden önceleri var ve hiç geçmeyecekler; kaç ordan. Bırak elini. Bakma gözlerine öpme dudaklarını. Çünkü yalan söylemeye bile layık görmemektedir seni sorsan dürüsttür bana sorsan duygusuz. Siktirsin.

            Aşk vitrinde duran şahane bir kırmızı ayakkabıdır. Sen alırsın ama binlerce kişi denemiştir. Ama sen almışsındır gerisi teferruattır.
            

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder